|
|||
![]() |
ATASPORU GÜREŞ | ||
M.V.Ö | |||
Her türlü spor var ama Atasporu güreş başka. Futbolu severim, oynamayı da seyretmeyi de. Yıllarca da kombine kart alarak Antalyaspor ve Seriksporun maçlarını izledim. Haftada iki gün halı sahalarda Seriksporun eski emektar futbolcularından karşılıklı takımlar kurmuş futbol maçları oynuyorduk. Kaliteli bir halı saha takımımız vardı. Bir tane de Serikli olan Hüseyin pehlivan kardeşimizi takıma almıştık. Güçlü, enerjik yapılı ve futbolu biliyordu. İddialı maçlar oynuyorduk. Kazanan ertesi gün basıyordu havayı. Kaybetmeyi ise kimse kendine yediremiyor kabullenemiyordu.
Bir gün yine kıran kırana bir maç oynuyorduk, bizim futbolculardan birisi maçın başında sakatlanmış skor olarak 4/2 mağlup durumdaydık. Moraller sıfırdı. Bizim takımdaki Hüseyin pehlivan, bir güreşçi arkadaşıyla gelmişti, spor kıyafetliydi. “Abi, arkadaşı oyuna alalım mı?” dedi. Mağlubuz zaten sağlam adama ihtiyaç vardı. “Gelsin” dedim. Geldi, baktım ona, içimden dedim: “bu ne ya iri yarı boylu postlu genişce biri, bundan topçu mopçu olmaz ancak kaleyi doldurur alın kaleye bari girsin”. Bir iki top tuttu, eh dedik, sonra
- Hüseyin pehlivan: “Abi bu arkadaş iyi top oynar iyi de gol atar, kaleye ben geçeyim o oyuna girsin.” dedi. El işaretiyle “girsin” dedim. Girse ne olacak ki, zaten mağlubuz. Bir hafta nasıl yıktık diye dalga yapıp hava yapacaktı rakipler. Morallar bozuk, mağlubiyet kaçınılmaz diyordum. Bu bizim iri yarı pehlivan oyuna bir girdi, “la oğlum güreşçi misin Messi Ronaldo musun! Estetiklik o biçim. O kalıpla böyle kıvraklık, şiir gibi futbol oynayış! Bir çalım bir şut gol. Daha sonra orta sahadan bazuka gibi bir şut, topun beli olsa kırılırdı; top ağlarda ve giden maç berabere bitmiş, prestiji kurtarmış karizmayı çizdirmemiştik. Maç sonu rakipler maçı nasıl alamadık tartışması yapıyordu. Mutlu ve coşkunduk. İri yarı pehlivanın yanına gittim: ''Baba sen kimsin? Anladım pehlivansın da bu nasıl teknik, bu nasıl güzel futbol oynayış seni tanımak istiyorum.'' dedim.
O daha konuşmadan bizim diğer pehlivan Hüseyin; “Abi bu Kırkpınar başpehlivanı Mehmet Yeşil Yeşil” dedi. Tv'den tanıyorum ama burada tanıyamadım. Ben şok ve hala şaşkın, “Aga sen de baya iş var bizim takıma alalım seni dedim. “Seve seve gelir oynarım abi” dedi. Geldi her maça, o da maçın ciddiyetini ve zevkini almış iddialı oyunu sevmişti. Karaman üniversitesinde Beden eğitimi bölümünde okuyordu. Arabasına atlayıp özel seyircili Serik'teki halı saha maçlarımıza geliyordu. Hatta aynı mevkide oynuyor olduğumuzdan zaman zaman beni takımdan kestiği oluyor yedek bırakıyordum. Kızsam da kıyamıyordum. Onun ve takımdaki arkadaşlarımı seyrediyor, maç sonu galibiyet ödülü meşrubat içiyorduk. Derken... Sadece Elmalı ve Kırkpınar güreşlerini seyreden ben, Antalya ve civar yakın yerlerdeki güreşlere de gidip hem bizimkileri hemde diğer pehlivanları seyreder olduk. Tabi güreşi daha da çok sevdim. Sabahtan akşama kadar kah tribünde kah ayakta güreş seyredip tuttuğun güreşçinin bir hareketiyle, galibiyetiyle coşuyorsun. Yok böyle bir spor ve seyir zevki. Boşuna Peygamber sporu dememişler.
Sonraları güreşle birebir irtibat ve temasım olmuştu. Kırkpınarın altın kemerli Serikli baş pehlivanı Osman Aynur 2015 yılında Kırkpınar ikincisi olmuştu. Koca pehlivanla gurur duymuştuk. Halen dualı çayırlar da her hafta kürsü yapıyor Coşuyor coşturuyor Osman Aynur pehlivan. Şimdilerde yine güreşin prensi Herkül İsmail Koç’u zevkle izliyoruz. Vefalı oluşları da ayrıca bir başka güzel.
Başaltı boyunda Oğuz Kara, geleceğin Orhan Okulu’su güçlü dayanıklı Osman Kan, Mustafa ve Gürbüz Kardeşler, Cemali Küçükgüçlü, Bayram Arslantaş, alt boylarda Atahan Eser, Ali Kan, Bayar Çilenker, Yıldız Çilenker, Hüsnü Boyacı ve diğer küçük boydaki umut veren pehlivanlar Serik'in geleceğidir, beklentileridir. Serik halkı güreşi seviyor. Güreşciler de Serik'i seviyorlar. Bizler de onları sayıp seviyoruz. Onlara her zaman her yerde sahip çıkmalı ve desteklemeliyiz. Kırkpınarda pehlivan yiğitlerimize başarılar...MVO
|
|||
Etiketler: ATASPORU, , GÜREŞ, |
|