M.V.Ö Bir Yaşanmış ÇANAKKALE

Düğüne giderken su tankerine çarptı bir aile yok oldu

Bakan Ersoy: Antalya'nın Sorunlarını Sahipleniyoruz

Serikspor FK lige ilk galibiyetini aldı

Antalya’da kanala düşen otomobilden yara almadan kurtuldular

Otel servis otobüsü kaza yaptı 7 kişi yaralandı

Yazı Detayı

18 Mart 2022 - Cuma 10:22

Bu yazı 417 kez okundu

Bir Yaşanmış ÇANAKKALE

M.V.Ö

Bir Türk askeri ailesine mektup yazar. “ Anne ben Çanakkale Savaşı'nı tamamladım, şimdi Yemen cephesine gidiyorum. Hanımım Fatma, çocuklarımız sana emanet, istirhamımdır evlenmeyesin. Çocuklarımızı başkalarına bırakma! Bana sizden hayır yok beni beklemeyin."

Beklediler yıllarca, dönemedi...

* * *

Bir askeri şarapnel parçaları vurmuş, durum tesbiti için Cephe hastanesine getirirler. Doktorun ölür ya da ölmez kararına başvururlar. Bu yaralı askerin yarası ölümcül buna morfin veremeyin bir gölgeye kaldırın. Yaralı o kadar acı içindedir ki, morfin ister acısı dinsin diye. Yok kadardır ellerinde morfin.

Doktor “vuramayız” der ancak sağ kalabilme ihtimali olanlara vurabilirim” Asker bağırır doktora “ Baba! baba! beni tanımadın mı? Oğlunum ben” Dr. derin ve dikkatli bakar tanır evet öz oğluydu ölümcül yaralı asker. Sana vuramam morfinimiz çok az, yaşayabilecek olanlara vurabilirim der. Biraz sonra doktorun kollarında can verir öz oğlu şehit asker.

* * *

Ali çavuş hastaneye gelir. Beti benzi sap sarıdır. Noldu Ali Çavuş neyin var? diyecekken; sadece derisi tutan kolunu gösterir." Kesiverin şunu kumandanım” der. Sallanan kolu kestim gövdeden ayırdım. Vücudun sağ şükret dedim. Yığıldı kaldı biraz sonra kan kaybından tekbirlerle kumandanının kollarında ahir hayatına şehadete ulaştı.

* * *

Koca Seyyit Onbaşı “Lahavle vela kuvvete” çeker. 276 kiloluk mermiyi kavrar kaldırır. Omuz ve göğüs kemiklerının çatırtısı duyulur. Üç kez iner çıkar demir merdivenlerden. 276 kiloluk mermiyle. Üçüncü mermi savaşın kaderini değiştirir. İngilizlerin “Ocean” isimli zırhlı gemisi yangın topuna döner ve Çanakkale sularına gömülür. Seyit Onbaşı'nın komutanı Cevat Paşa yiğidini tebrik eder. Sonraki zamanda sorulur “tekrar kaldırırmısın?” Derki: "Bu mermiyi kaldırırken Allahın bana sunduğu bir güç vardı. Bu durum o ana mahsustur, bir daha kaldıramam." kusuruma bakmayın der. Tıpkı Mehmet Akif Ersoy'un “İstiklal Marş'ını bir daha yazamam Allah bir daha istiklal marşı yazdırtmasın” dediği gibi.

* * *

Tamamı şehit olan 57. Alay, tamamı şehit olan Galatasaray lisesi öğrencileri. On dört on beş yaşında bıyıkları bitmemiş evlatları unutmayasın Türk ulusunun evladı!.. Bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı, Düşün altında binlerce kefensiz yatanı!..

* * *

Atatürk bir muhteşem sözleri Anzaklı asker annelerine: "Bu memleketin toprakları üzerinde kanlarını döken kahramanlar! Burada bir dost vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükün içerisinde uyuyunuz. Sizler Mehmetçiklerle yan yana koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar göz yaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız bizim bağrımızdadır, huzur içindelerdir ve huzur içinde rahat uyuyacaklardır. Onlar bu topraklarda canlarını verdikten sonra artık bizim evlatlarımız olmuşlardır..."

Bunun üzerine Avustralyalı bir anne yazar: "Gelibolu topraklarında yitirdiğimiz evlatlarımızın acısını alicenap sözleriniz hafifletti. Göz yaşlarımız dindi. Bir ana olarak bana bir güzelim teselli bahşettiniz. Yavrularımızın sonsuz uykularında huzur içinde dinlendiklerinden hiç kuşkumuz kalmadı. Majesteleri kabul buyururlarsa, bizlerde kendilerine ATA demek istiyoruz. Çünkü yavrularımızın mezarları başında söylediğiniz sözler ancak bir öz babanın sözleri gibi yüce ve ilahi. Evlatlarımızı bir baba gibi kucaklayan büyük ATA'ya tüm analar adına şükran, sevgi, saygıyla... "Avustralyalı bir anne...